Son zamanlarda sıkça karşılaştığım bir konu, Tükenmişlik Sendromu.
Sıklıkla kişide yoğun enerjisizlik, konsantre olamama, “yapmam gerekiyor ama asla başlayamıyorum. Başlasam da sonlandıramıyorum. Saatlerim geçiyor ama sonuç yok” yakınması.
Sorun yaşadığı alanla ile ilgili, ortaya çıkan bu yakınmalar, genellikle mükemmeliyetçi kişilik özelliklerine sahip, yıllarca çalıştığı alanla ilgili keyifle sorumluluk alıp, çalışmalarını sürdürürken, ortaya çıkan onlarca sorunu etkin bir şekilde kısa sürede çözümlerken, tahmin edilemeden gelişiveriyor. Bazen de iş yerinde ortaya çıkan mobbing, uzun süre adaletsiz bir ortamda çalışma, etkin olmayan baş etme becerileri, kişinin stres yönetimini bilememesi Tükenmişlik Sendromuna sebep olabiliyor.
Araştırmalar aslında tükenmişlik belirtilerinin erkenden başladığını, ancak kişinin bunu farketmesinin uzun yıllar aldığını söylüyor. Örneğin kas ve eklem ağrıları, başağrıları gibi somatik belirtiler, aileye – kişinin kendisine yönelik ihmaller, bunlardan birkaçı.
- Artık giderek gelişen,yaptığı işte sorun çıkacağı korkusu,
- Hata yapma sayısında artış,
- Yorgunluk, isteksizlik,
- Kendini çalıştığı kuruma veya yaptığı işe ait hissetmeme,
- Çalıştığı ortama yabancılaşma,
- İş yaşamından memnun olmama,
- İşini sevmeme,
- Kişinin işinden aşırı beklenti içinde olması,
- Kişinin mutlu olacağı başka kaynaklarının olmaması
- Aşırı iş yükü
- Hayır diyememe
- Sorumluluğu devredememesi
Tükenmişlik Sendromunda dikkat çeken özelliklerdir.
Uzmanların paylaştıkları nokta; Tükenmişlik Sendromunun uzun süreli stres ve zorlanmayla yakın ilişkisi olduğu. Aslında bedenin stres tepkisi, tehlikeye karşı korumayageçmek şeklindedir. Saniyenin onda biri kadar bir sürede, beyin potansiyel tehlikeyi algılar ve bir dizi kimyasalı harekete geçirerek bizi savaşmaya ya da kaçmaya hazırlar. Tehlike geçtiğinde de eski haline süratle döner.
Ancak Tükenmişlik Sendromunda her gün tehdit algısı devam eder. Biraz sonra işyerime gidecek olmam, zamanında yetişmesi çok zor bir rapor, sevmediğim bir işte çalışmak zorunda kalmam, sanki yaşamım tehlike altındaymış gibi aynı stres tepkisini uyandırabiliyor. Salyası akan köpeği gördüğümde salgılanan stres hormonları, sabah işe giderken de salgılanıyor. Eğer bu gerginlik haftalar, aylar hatta yıllarca sürecek olursa bir sürü sorunun ortaya çıkması da önlenemiyor.
TÜKENMİŞLİK HASTALIK MIDIR?
Tükenmişlik hastalık değildir, bir sendromdur.
Bazen depresyonla karıştırılabilir. Depresyon evde, işte,sosyal yaşamda ortaya çıkan depresif yakınmaları kapsar. Hayatın tümünü ele geçirir.
Tükenmişlikte ise kişi, sadece zorluk yaşadığı alanla ilgili sorunyaşar. Örneğin işten eve geldiğinde neşesi yerine gelir. Ama yarın işe gideceği düşüncesi onu kahreder.
Ama bazen Tükenmişlik Sendromu, Depresyonun başlamasına da bir sebeptir. Tükenmişlik Sendromunu görmemek, ertelemek, kabul etmemek, başarısızlık algısının yaşamın her alanına sıçramasına sebep olabilir. Bu durumda Depresyon, Kaygı Bozukluğu veya psikosomatik hastalıkların biri veya bir kaçı gelişebilir.
Arabanın Benzin deposu dolu mu!
Kişi hırslı bir şekilde hayatını bir konu üzerinde oturttuğunda, dinlenmeden gaza basar, bir an önce şu işi halletmek lazım aceleciliği vardır. “İşim varsa ben varım, işimde en iyi olursam ben kalıcı olurum, elimdeki pozisyonu kaybetmemeliyim, hata yaparsam” düşünceleri ağır baskı ve strese aylarca, yıllarca maruz kalmaktır. Bu baskı altında, işler ters gitmeye başladığında, hata yapıldığında hayat biter. Çünkü yoğun stres ve kişinin beslendiği damarların zamanla yok olması depodaki benzini hızla tüketir.
PEKİ NE OLACAK?
Bu duruma maruz kalmamak için, kişi yaşantısını yeniden düzenlemelidir.
Tükenmişlik Sendromu tedavisinde, işten uzaklaşıp kişinin istirahat etmesi en etkin uygulamalardandır.
Sonrasında yaşam yeniden düzenlenmelidir;
- Eskiden yapmaktan keyif aldığım, ama şimdi yapmadığım neler var?
- İş dışındaki ben kimdim?
- Neler yapmaktan hoşlanırdım?
- Kimler ile buluşmaktan hoşlanırdım?’
- Hobilerim nelerdi?
- Uzun süredir görüşemediğim dostlarım, arkadaşlarım neredeler?
- Gibi sorular, buz kalıbının erimeye başlayıp, kişinin kendine yönelik duyarsızlığın yavaş yavaş azalması demektir.
- Kişi başarılı olmak adına, hayatında keyif aldığı, mutlu olduğu alanları bir bir budayarak kendini fakirleştirmiştir. Amaç, işe daha çok zaman ayırarak daha çok kazanmaktır. Ancak çok uzun süredir keyif aldığı şeyleri yapmadığı için, bunları hatırlamakta bile zorluk çeker.
- Bedenin kondüsyonu düştüğü için, spor yapmak oldukça zorlaşmıştır. Basitten başlayıp giderek daha düzenli aktiviteler, gevşeme egzersizleri tekrar bedenin kendini fark etmesi ve güçlenmesi için gereklidir.
- Aile ile geçirilecek zaman; kişinin iş dışında başka güçlerinin olduğunu hatırlatır. Kişinin işteki rolünün dışında da başka rollerini tanımasına sebep olur.
- Arkadaşlardan yardım istemek, kişinin en zorlandığı meselelerden biri olabilir. Tükenmişlik içindeki insanların özelliklerinden biri, sosyal becerilerin kötü olması, bu yüzden yatırım yaptığı temel konu “iş” olmuştur. Gerekirse bu konu ile ilgili psikoterapi desteği almak uygun olabilir.
- Kişinin gereksiz iş yüküne “dur” diyebilmesi yani iş arkadaşlarına HAYIR diyebilmeyi öğrenmesi gerekir.
- Mizah uzun süredir unuttuğu gereksiz ayrıntı haline gelmiştir. Bu da bedenin, ruhun rahatlayamamasına ve giderek fakirleşmesine sebep olur. Eskiden nelere gülerdim, düşüncesi bile kişiye tebessüm ettirir.
- Kişi kariyer hedeflerini tekrar düzenleyebilir. Sonuçta var olan program çökmüştür. Ve bu durum yeni kariyer hedefleri belirlemek için zorunludur.
Ancak kendine yabancılaşmış bir kişi için yukarda bahsedilen konuları sorgulamak pek kolay olmaz. Bazen de kişinin bireysel psikoterapi alması önerilebilir. Psikoterapi, kişinin hayatının yönetimini daha etkin alabilmesi için değişim ve yenilenmedir.
Şirketlere de iş düşüyor!
Çalışanlarında Tükenmişlik Sendromu ortaya çıktığında, bu durumda şirketler de büyük zararlar görebiliyor. Çalışanların Negatif inançları bulaşıcı hastalık gibi yayılır. İşe yönelik aidiyet duygusu zarar gördüğü için, ilişkiler çıkar kardeşliği haline dönüşür.
Tükenmişliği önlemek için işletmeler,
- Çalışanın görev tanım ve sınırlılıklarını belirlemeli,
- Eşit işe eşit ücret uygulaması
- Çalışanlara yönelik kariyer planlamaları uygulamalarını başlatmak yada güncellemek
- İşyerlerinde “iş Güvenliği” çalışmaları içinde, stresle başa çıkma, iletişim, problem çözme becerileri gibi eğitimlerin zorunlu hale getirilmesi
- Adil iş dağılımını sağlamak için, iş gören kişiye işi yüklemek değil de, adil iş dağılımını sağlamak. Çalışmayan kişiye de sorumluluk vererek onu da kazanmaya çalışmak.
- Çalışanların kararlara katılımını arttırmak için düzenlemeler yapmak
- Uzun çalışma saatlerini kısaltıp molalar yerleştirmek ve çalışana dinlenme ortamı sağlamak
- İşe bağlılığı arttırma çalışmalarında, Ödül sistemlerinin arasına başarılı olan personele uygulanan maddi ödüllerin yanında, üst düzey yöneticinin onu takdir etmesi, onunla birlikte yemek yemesi gibi duygusal değeri olan ödüllere de yer vermek.
İşletmenin de büyük kazançlar elde etmesine sebep olacaktır.
İŞLETMEYİ KARA GEÇİREN MUTLU – KENDİNİ DEĞERLİ HİSSEDEN ÇALIŞANLARDIR.